Belirtiler
Sistemik sklerozun belirtileri hastalığın tipine, etkilenen organlara ve şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Genel belirtiler şunları içerebilir:
Ciltte sertleşme ve kalınlaşma, özellikle parmaklarda, yüzde ve boyunda
Raynaud fenomeni: Parmakların soğukta veya stres altında beyazlaşması, mavileşmesi ve ardından kızarması
Eklem ağrısı ve sertliği
Sindirim sistemi sorunları, yutma güçlüğü ve gastroözofageal reflü hastalığı (GERD)
Akciğerlerde fibrozis ve yüksek tansiyon (pulmoner hipertansiyon)
Böbrek sorunları, krizler şeklinde yüksek tansiyon
Yorgunluk ve halsizlik
Nedenler
Sistemik sklerozun kesin nedeni bilinmemektedir. Araştırmalar, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve vücudun bağışıklık sisteminin anormal tepkilerinin kombinasyonunun hastalığın gelişiminde rol oynayabileceğini öne sürmektedir. Bu faktörler, vücutta aşırı kolajen üretimine ve sonuç olarak cilt ve iç organlarda sertleşme ve fonksiyon kaybına yol açar.
Tanı
Sistemik sklerozun tanısı genellikle klinik belirtiler, hasta öyküsü ve çeşitli laboratuvar testlerine dayanır. Tanı süreci şunları içerebilir:
Fiziksel muayene
Kan testleri, otoantikorlar (örneğin, antinükleer antikorlar) ve inflamasyon belirteçlerinin varlığını kontrol etmek için
Cilt biyopsisi
Organ fonksiyonlarını değerlendirmek için akciğer fonksiyon testleri, ekokardiyogram ve böbrek fonksiyon testleri
Tedavi
Sistemik skleroz için kesin bir tedavi yoktur, ancak mevcut tedaviler semptomları hafifletmeye ve organ hasarının ilerlemesini yavaşlatmaya odaklanır. Tedavi genellikle şunları içerir:
İmmünosupresif ilaçlar: Bağışıklık sisteminin aktivitesini baskılamak ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için
Anti-enflamatuar ilaçlar ve ağrı kesiciler: Eklem ağrısı ve sertliğini hafifletmek için
Proton pompa inhibitörleri ve diğer ilaçlar: Sindirim sistemi sorunlarını yönetmek için
Pulmoner hipertansiyon ve akciğer fibrozisi için özel tedaviler
Hastalar ayrıca fizik tedavi ve yaşam tarzı değişikliklerinden de fayda görebilir. Sistemik skleroz yönetimi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hastaların düzenli tıbbi takip ve destek alması önemlidir.